Veganlık ve Vejetaryenlik

Veganlık; Bir yaşam biçimidir. Veganlar hayvanlardan elde edilen hiçbir şeyi yemez, içmez, giymez, sürmez ya da kullanmazlar. Bunlara örnek olarak et ve et ürünleri, balık, süt ve süt ürünleri, yumurta, bal, yün, deri, ipek, kürk örnek verilebilir.

Vejeteryanlık: et ürünleri ve belli hayvansal ürünlerin tüketilmemesi
ovo lakto vejeteryanlık: Et, balık yemezler. Süt ürünleri ve yumurta tüketilebilir.
lakto vejeteryanlık: Et, balık ve yumurta yemezler. Süt ürünleri tüketilebilir.
ovo vejeteryanlık: Et, balık ve süt ürünlerini tüketmezler. Yumurta tüketilebilir.
pesko vejeteryanlık: Et ve tavuk yemezler. Balık, süt ürünleri ve yumurta tüketilebilir.
yarı vejeteryanlık: Sadece kırmızı et yemezler.

Fruteryanlar: Sadece botanik olarak meyve grubuna giren sebze ve meyvelerle beslenirler. Tüketilerek tohumlarını yayan bitkileri kullanırlar.

Vegan Olmak İçin Nedenler:

Etik

Başka bir canlının ölümüne ya da sömürülmesine dayanan bir beslenme biçimi, etik değildir. Et ve süt endüstrisinde faydalanılan hayvanlar asla reklamlarda gördüğümüz ya da kendimizi ikna ettiğimiz gibi iyi şartlarda yaşamazlar. Kesilmelerinin cinayetten hiçbir farkı yoktur.

Süt ve yumurta endüstrilerinde de durum çok farklı değildir. Keza, yavruları için ürettikleri sütü alıyoruz. Hayvanlar doğum yaptıklarında yavruların yeterince anne sütü içmelerine bile izin verilmeden yavrular uzaklaştırılıyor. Daha fazla süt elde edebilmek için tarih boyunca çeşitli yöntemler denenmiştir. Bunun dışında hapis bir halde ve memeleri kanayıp iltihaplı yaralar oluşana kadar sağılarak elde edilen süt, sömürüden başka bir şey değildir.

Tavuk endüstrisinde ise küçücük alanlara doldurulan ve yeterli alan olmadığı için birbirleriyle kavga eden civcivlere çözüm olarak gagaları kesilmektedir. Yumurta endüstrilerinde erkek civcivler daha yumurtadan çıkar çıkar öldürülmektedir çünkü işe yarar bir tarafları yoktur.

Kazlar; ciğerleri yağlı olsun diye tüplerle beslenmekte ve kısacık ömürlerini acı içinde geçirmektedir. Kullandığımız kaz tüyü anorakların, yorganların yastıkların üretimi için kazların tüyleri yolunmaktadır. Sonra tüyler tekrar çıkar, ve tekrar yolunur. Acı ve işkence dolu bir döngüden başka bir şey değil. Bu durum, yünü pek değerli angora tavşanları da aynı kaderden muzdariptir.

Deri endüstrisi ise gene cinayete dayanır. Dana gibi pek çok yerde eti tüketilen hayvanların derilerinin hali hazırda eti için kesildiğinde geldiğini varsaydığımızda bile timsah derisi, yılan derisi gibi daha egzotik hayvanların sırf bu endüstri için öldürüldüğü aşikardır.

Kürk zaten vegan olan ya da olmayan pek çok kişi tarafından zulüm olarak kabul edilmiş bir durumdur. Çünkü başka hiçbir sebebi olmaksızın sırf kürkleri için ve üstelik o kürkler zarar görmesin diye sopayla ölene kadar dövmek, ağız ve anüse sokulan metal çubuklar aracılığı ile elektrik vermek gibi şiddetli ve işkenceden farksız öldürme yöntemleri kullanılmaktadır.

Hayvanlar da tıpkı insanlar gibi hislere sahiptir. Acı çekerler, üzülürler, korkarlar. Sadece saydığım hayatlardan birini yaşamak zorunda kaldığımızı hayal etmek bile vegan olmaya yetecek bir sebeptir.

Ayrıca evimizde kedi, köpek besleyip, onlara çocuğumuz gibi bakarken bir başka hayvanı iştahla yemek de korkunç bir çelişkidir.

 Sağlık

İnsan, her ne kadar aksi olarak lanse edilse de etobur bir canlı değildir. Ne diş yapısı, ne sindirim sistemi ne de vücudunda bulunan enzimler hayvansal proteini sindirecek yapıya sahip değildir.

Etobur olan hayvanların bağırsakları daha kısa ve düzdür. Bu sayede sindirim döngüsü daha kısadır ve çabuk bozulan et, bozulma gerçekleşmeden dışkı olarak atılır. İnsan bağırsağı ise otobur olan hayvanlarınki gibi kıvrımlı ve uzundur. Bu yüzden arslanlar kabızlık yaşamazken hayvansal ürün ağırlıklı beslenen insanlarda kabızlık oldukça sık görülen bir durumdur. Aynı şekilde hayvansal yağların fazla alımı kalp ve damar hastalıkları, kemik erimesi gibi hastalıklara sebep olmaktadır. Hayvansal proteini, bilhassa süt ürünlerindekini sindirebilmemiz için yüksek oranda fosfat gerekmektedir. Bu fosfat miktarını dışardan karşılayabilmemiz mümkün değildir. Böylece vücudumuzdaki en büyük fosfat kaynağını kullanırız: kemiklerimiz. Ki zaten ihtiyacımız olan tek süt anne sütüdür ve anne sütünden kesildikten sonra süt ürünlerine ihtiyacımız yoktur.

Bir diğer açıdan bakarsak bütün etoburların yemlerini yakalayabilme yeteneği vardır. Bunu herhangi bir araca ihtiyaç duymadan kendi bedenleriyle yapabilirler. Yerken de belli parçaları ayırıp belli parçaları alarak, soslara bulayarak pişirip yemezler.

Bir arslanın önüne bir tavşan koyarsak ona yemek gözüyle bakacaktır. Yavru arslan olması bunu değiştirmez. Fakat bir insan çocuğunun önüne bir tavşan koyduğunuzda ona yemek gözüyle bakmayacaktır. Aynı şey elma için tam tersi bir şekilde seyreder.

‘’Çocuklarda genellikle yaklaşık altı aylıkken başlanması gereken ilk sütten kesilme gıdaları, hemen hemen hep bitkisel kaynaklı gıdalardan oluşmaktadır (örn. pişmiş sebze püreleri, meyve püreleri veya anne sütüyle seyreltilmiş pirinç-tahıllar veya ihtiyaç duyulursa bebek maması). 

Birkaç ay sonra protein bakımından daha yoğun yiyecekler verilebilmektedir. Fasülye, mercimek ve bezelye püreleri  gibi yiyecekler uygun seçeneklerdir. Amerikan Pediyatri Akademisi’ne göre, inek sütü bir yıla kadar hiç tüketilmemesi önerilir. İnek sütünün tüketilmesi diyabet riskini arttırır. 

Yine Amerikan Pediyatri Akademisi’ne göre bir bebeğin, yeni yürümeye başlamış bir çocuğun ya da bir çocuğun beslenmesine et, yumurta veya süt ürünlerinin katılmasına ihtiyaç yoktur. İyi planlanmış vegan veya vejeteryan beslenme yalnızca büyümeyi desteklemek için gerekli tüm besin maddelerini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sağlıklı bir çocukluğa ve hastalıkların erken önlenmeye başlanmasına da katkı sağlar. ‘’
Atlanta Journal-Constitution, Dr. Amy Lanou, 11 Haziran 2007 tarihli makalesinden alınmıştır, şu linkten türkçesine ulaşabilirsiniz.
İhtiyacımız olan her türlü besini bitkisel kaynaklarla da karşılayabiliriz.

Ekolojik nedenler 

‘’ABD’de 2005’te yayımlanan ve 2013 yılına kadar bir milyondan fazla satan “Çin Araştırması,” hayvansal protein tüketmenin insan sağlığı açısından büyük sakıncalarını ortaya koyuyordu. Ömer Madra’nın geçen gün dikkatime getirdiği, tanınmış gazeteci, aktivist ve rahip Chris Hedges imzalı, “Saving the planet, one meal at a time / Öğün öğün gezegeni kurtarmak” başlıklı makale ise (Truthdig, 9.11.2014) hayvansal protein tüketiminin küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine yaptığı devasa katkıyı gösteren araştırmaların sonuçlarını özetliyor. Başlıca bulgular şöyle: Hayvancılık atmosfere, dünyadaki ulaşım araçlarının tümünün saldığı sera gazlarından daha fazlasını yayıyor; toplam karbondioksit salınımının yarısından fazlasını üretiyor. Kesimlik hayvanlar karbondioksitten 296 kat daha yıkıcı bir sera gazı olan azotoksidin yüzde 65’ini üretiyor. ABD’de tüketilen toplam suyun % 56’sı hayvan yemi üretimine gidiyor. Dünyada üretilen soya fasulyesinin % 80’iyle kesimlik hayvanlar besleniyor; soya üretiminin büyük bölümü ise ormanların yok edilmesiyle sağlanan tarlalarda yapılıyor. ABD’de üretilen tahılların % 70’ini kesimlik hayvanlar tüketirken, bir litre süt üretmek için bin litre su harcanıyor. Bütün bunlar, her yıl yaklaşık 6 milyon çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle öldüğü, bir milyar insanın açlık çektiği bir dünyada yaşanıyor.’’

T24 çevrimiçi gazetenin şu makalesinden alınmıştır.

Hayvansal protein tüketimi sadece kanser, şeker ve kalp hastalıklarından erken ölüme yol açmakla kalmıyor; kesimlik hayvanlar sera gazı salımının en önemli kaynaklarından biri olduğu gibi ormanların yok edilmesinin başlıca sorumlularından.

Ayrıca: http://tvd.org.tr/cevre-2/

Türkiye’de vegan olmak:

Şehirden şehre ya da bölgeden bölgeye zorluğu değişse de yapılamayacak bir şey değildir. Pek çok online sipariş alan vegan beslenmek için gereken ekstra şeyleri temin etmek mümkündür. Bunun dışında sebze, meyve, baklagil gibi temel şeyler zaten her yerde mevcuttur. Neredeyse her şeyib vegan versiyonu ise zaten yapıldı. Bu, sütten şinitzele ve yoğurda kadar giden geniş bir skaladır. Her türlü kekin, böreğin ya da yemeğin vegan versiyonunu yapabiliriz.

Tek yapılması gereken bir şeyler alırken içerik okumak ve uygun içerikteki ürünleri bulmak. Üzerinde vegan ibaresi bulunmadığı halde vegan içerikli pek çok ürün var.

Dışarıdan yemek yiyeceğimiz durumlarda ise gene her türlü restoranda vegan bir alternatif bulunabiliyor. Bazı restoranların vejeteryan menüleri dahi mevcut ki bu menüdeki pek çok şeyi kolayca vegan hale getirmek mümkün. Büyük ve gelişmiş şehirlerde ise vegan/vejeteryan esasına dayalı restoran ve kafeler bile var.

Yazar: Ecem Tek

WordPress.com’da Blog Oluşturun.